EĞİTİMDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM
- Canan Kalkandelenli
- 9 Şub
- 5 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 24 Şub

Bugün dijitalleşme, eğitimde yeniliğin temel itici gücüdür. Eğitim yöntemlerinde her zaman yenilikler olsa da pedagoji ve eğitim politikalarında dijitalleşmenin getirdiği değişimin ve dönüşümün hızı önemlidir. Yeni bilgiler, basım teknikleri, bilgisayarlar, elektronik ortamlar gibi iletişim teknolojileri ve internet, öğretim yöntemlerini büyük ölçüde etkilemektedir. Sanal gerçeklik, yapay zeka, kişiselleştirilmiş öğrenme, oyunlaştırma ve yeniden tasarlanan öğrenme alanları ve diğer gelişmekte olan teknolojiler dönüşüm teknoloji örneklerden bazılarıdır. Bu eğilimler bir süredir tartışılırken, küresel pandemi beraberinde hakkında birçok kişinin görüşüne göre teknolojinin benimsenmesini hızlandıran olay Covid-19 süreci olmuştur. Bu süreçte yüz yüze eğitime alternatif birçok yöntem gündeme gelmiştir. Başlangıçta kitaplar, yazı tahtaları, anlatım/tartışma, vaka çalışmaları ve projeler kullanan öğrenciler ve öğreticiler arasında bilgi aktarma ve iletişimle sağlanmaktaydı. Yüz yüze eğitime alternatif bireysel ve sanal eğitim, klasik eğitim sisteminin dönüşümünü hızlandırmıştır. Uzaktan eğitimin avantajları ve maliyet düşüklüğünden dolayı birçok eğitim kurumu ve fakülte ders araçlarında, kitaplarda ve öğretim yöntemlerinde değişiklik yapmak ve sistemlerini dönüştürmek durumunda kalmıştır.
Eğitim 1.0’dan Eğitim 4.0’a Kadarki Süreç
Eğitim sistemlerinde görülen değişimler sanayi devrimleri ile alakalı olarak genel özellikleriyle eğitimde 1.0, 2.0, 3.0 ve 4.0 olmak şekliyle dört ana değişim ve dönüşüm aşamalarından geçmiştir. Eğitim 1.0 tarım halkının gereksinimlerine cevap verecek anlamda şekillenmiş, veri kavramlar yardımı ile öğretenden öğrenene iletilerek ve öğrenen tarafından ezberlenerek öğretim gerçekleşmiştir.
Eğitim 2.0, endüstri toplumunda çalışma gücünün ana kaynaklarını karşılayacak biçimde şekillendirmiştir ve yararlanılacak teknolojinin öğretilmesi, eğitimin amaçlarından biri olmuştur. Zamanın getirdiği girdi ve çıktı gözlemine göre bu zamandaki eğitim kurumları birer fabrika, öğrencileri de fabrikanın birer ürünü gibi görülmüştür.
·Eğitim 3.0 bilgi ve üretim amaçlı oluşumu ifade eden süreçtir. Endüstri halkından teknoloji halkına geçilen bu zamanda bilgi üretiminde internet aşırı derecede kullanılmaya başlanmıştır. Eğitim sürecinde de İnternetten, nitekim Web 2.0 teknolojilerinin sunduğu kolaylıklardan faydalanılmış, verinin toplumda üretildiği bir noktaya gelinmiş ve öğretimden çok öğrenme kavramına vurgu yapılmıştır.
Eğitim 4.0 yenilikçi dönemdeki toplumun talebi olan inovasyon ve eğitim amaçlı süreci temsil etmektedir. Eğitimde 2.0 ile ""Eğitimde teknolojinin öğretilmesi", 3.0 ile eğitimde teknolojinin kullanımına dönüşmüş, 4.0 ile eğitimde teknolojinin tasarımı ve inovatif kullanımı sağlanmıştır.
Toplum 5.0 ve Dijital Dönüşüm
Toplum 5.0 ilk kez Japonya'da ortaya atılmış, Japon hükümetince ileri sürülen ve planlanan Toplum 5.0, Ocak 2016'da Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanarak yürürlüğe girmiştir. T5.0, literatürde Endüstri 5.0 tanımı biçiminde de önümüze gelmekle birlikte, bilindik kullanımı T5.0 şeklindedir. Genel anlamda bakıldığında T5.0, beşinci sanayi devrimidir ve Endüstri 5.0 ile açıklaması doğrudur. Bu devrim, diğer dört devrimden farklı bir şekilde hedef belirlemiştir. T5.0'ı diğer sanayi devrimlerinden farklı kılan en önemli nitelik, merkezine insan, toplumu ve sosyal konuları kapsayan daha devamlılığı olan kalkınma planları hedefinde organize olan, daha çok demokrasi, daha yenilikçiliğe ve kapsayıcılığa sahip olmasıdır. T5.0 bu ihtiyaçla, toplumsal ve çevresel sıkıntılara karşı çözüm türeten ve düzeltmeler yapan bir devrimdir. Bu hedeflere ulaşabilmek için toplum ve robot iş birliğine değer veren T5.0, süper zeki toplumlara geçiş olarak açıklamıştır. T5.0, insan hayatının kalitesini düzeltmek için nesnelerin İnterneti, yapay zeka, büyük veri ve robotlar gibi E4.0 çağında oluşan doğal farklı yenilikleri kullanarak farklı zorlukları ve sosyal sıkıntıları halledebilen bir toplumdur. T5.0, E4.0 uygulaması için ihtiyaç duyulan, toplumun dijital değişimidir. T5.0, akıllı olarak açıklanan otomasyon sistemlerinin insanlığın tüm noktalarında kullanılarak, güçlü iletişim yaşam ve eğitim kalitesi sunmaktadır.
Dijital Dönüşüm ile Değişen Öğretmen-Öğrenci Rolleri
Yeni haberleşme teknolojilerinin hızla ilerlemesi ve yaygın duruma gelmesiyle birlikte toplumsal hayatın çoğu alanında dönüşümler yaşanmış, kamu kurumları da bu dönüşümden payını alan alanlardan olmuştur. Yaşanan bu dijital gelişim süreci, eğitim alanında da üst seviyeye çıkmış; ilköğretimden yüksek öğretime kadar tüm eğitim alanları, iletişim teknolojileri vasıtasıyla desteklenen eğitim uygulamalarına ayak uydurmak durumunda kalmıştır. Yaşam boyu öğrenmeye duyulan isteğin artması, dijital öğrenme alanlarında yenilikçi eğitime duyulan talep, öğrenme alanlarının şahsileşmesi ve internet kullanımında görülen artış sonucunda bilgi birikiminin açığa çıkması ve Endüstri 4.0 kavramı ile yaşamımıza dahil olan yapay zeka vb. yenilikçi teknolojik uygulamalar, bu sürecin başlamasına neden olan etkenler içindedir. Dijital ortamdaki tüm bu gelişmelerle birlikte Covid-19 pandemisi, uzaktan eğitim programının dünyaca yaygınlaşmasına ön ayak olmuş; sonuç olarak zaman ve ortamdan bağımsız, modüler, kolay ve daha kullanışlı bir eğitim düşüncesi yerleşik duruma gelmiştir.
Pandemi dünyada dijital dönüşüme ön ayak olmakla kalmamış, akabinde de teknolojik alışma süreçlerinin de hızlanmasına neden olmuştur. Bu durumda yaşanan dijital dönüşüm ve gelişim zamanında geliştirilen eğitim teknolojileri ve çevrimiçi öğrenme veya uzaktan eğitim kolaylıkları, ilk olarak teknolojik alt yapının sağlamlaşması ile başlamış; ilerleyen zamanlarda ise sosyal gelişim alanlarının da dijitalleşmesi ve alışma süreci ile sürmüştür. Teknolojik altyapı sorunları, bilgisayar kullanmada bilgi eksikliği, şahsi bilgisayarların yetersizliği, çevrimiçi öğrenme sürecine güvensizliğin yarattığı olumsuzluk bu sorun ve sıkıntıların bazılarıdır. Dolayısıyla teknoloji odaklı yeni eğitim düşüncesi; sadece teknoloji merkezli uygulamaların haricinde öğretmenlerin ve ailelerin dijital yeteneklerinin ve yeterince bilgi sahipliğinin de etkili olduğu süreçtir.
Öğretmenler; hem öğrencilerin teknolojik uyum sürecini geliştirmeye hem de bu yeni sistemde kendine pozisyon elde etmeye çabalayan öğrencilerin öğrenme düzeylerini yüksekte tutmak hedefli değişik stratejiler üretmeye çaba sarf etmektedir. Dahası öğretenler, aileleri de teknolojik olarak eğitimden geçirme mecburiyetinde kalmıştır. Bunun yanında imkanları kısıtlı öğrenenlere yardımcı olacak çalışmalar içine girmiştir. Psikolojik destekler, ödev kontrolü, teknolojik ayak uydurma ve teknoloji öğrenmeye adaptasyon, çocuklarına adaptasyon çözülmesi gereken sorunlar olarak görülmektedir. Uzaktan eğitim sürecinde teknolojik yetersizliklere hükumet tarafından verilen yardımların yetersiz kalmasından ötürü belirtilen sıkıntılar daha fazla artmış; öğretim hedeflerinde herhangi bir pedagojik eğitime dahil olmayan veya pedagojik destek alamayan aileler, öğretmenler ve öğrenciler arasındaki düzeni sağlamak temelinde farklı problemler ön plana çıkmıştır. Tüm bu problemlerin yani sıra öğretmen, öğrenci etkileşimi ve yaşıtları arasındaki olumlu iletişimin eksik kalması, bunun bir sonucu olarak öğrenenlerde moral bozukluğunun ortaya çıkması gibi sorunlar ortaya çıkmıştır.
Eğitimde dijital dönüşüm yaşanırken, öğrenme süreçleri standardize programlardan uzaklaşıp daha esnek ve kişiselleştirilmiş bir yapıya evrilmektedir. Modern dijital eğitim araçları, öğrencilerin bireysel özelliklerine uygun öğrenme deneyimleri sunarken, onların öğrenme hedeflerine daha aktif ve etkili bir şekilde ulaşmalarını sağlamaktadır. Bu değişim, öğretmenlerin rolünü de yeniden tanımlamakta; onların sadece bilgi aktaran değil, öğrenme süreçlerini yöneten, rehberlik eden ve öğrencilere bireysel destek sunan bir konuma gelmesini zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle, öğretmenlerin sorumlulukları genişlemekte ve mesleki anlamda dönüşümleri kaçınılmaz hale gelmektedir.
21. yüzyılın öğrencileriyle muhatap olan öğreticiler, onların gereksinimlerini karşılamak amacıyla çalışmalarında, öğretim planında ve pedogojik fikirlerinde değişiklikler yaparak, öğretim sürecinde dijital öğrenci merkezli uygulamaları ön planda tutmak durumundadır. Öğretmenin öğretici olması ve her şeyi bilen kişi olması durumundan daha fazla, öğrenenler için bir rehber, yol gösteren, danışman rolünde olması doğru dönüşüm yaklaşımıdır.
Canan Kalkandelenli, Eğitimde Dijitalleşme ve Yeni Nesil Öğrenme Modelleri Yüksek Lisans Projesi, İstanbul Haziran 2023
Kaynaklar:
Gillpatrick, T. (2020). Innovation and the Digital Transformation of Education . The Journal of Limitless Education and Research , 5 (3) , 194-201 . DOI: 10.29250/sead.797372
Kocaman-Karoğlu, A, Çetinkaya, K. B., Çimşier E. (2020). Üniversite Araştırmaları Dergisi, Cilt 3, Sayı 3, Sayfa: 147-158. Doi: 10.26701/uad.815428
Demir, F. , İlhan, E. & Kalaycı, N. (2019). Yükseköğretimde Hedeflenen Dönüşümü Gerçekleştirme Araçlarından Eğitim Programı 4.0 . Bayburt Eğitim Fakültesi Dergisi , 14 (28) , 432-466 . DOI: 10.35675/befdergi.643291
Duman, M. Ç. (2022). Toplum 5.0: İnsan Odaklı Dijital Dönüşüm.Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, 82, 309-336. DOI: 10.26650/jspc.2022.82.1008072
Ally, M. (2019). Competency Profile of the Digital and Online Teacher in Future Education. International Review of Research in Open and Distributed Learning, 20(2), 303-318. DOI: https://doi.org/10.19173/irrodl.v20i2.4206
Özdemir, S., Kılıç, E. (2007). Integrating information and communication technologies in the Turkish primary school system. British Journal of Educational Technology, 38(5), 907-916. https://doi.org/10.1111/j.1467-8535.2006.00678.
Uzoğlu, M. (2017). Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Uzaktan Eğitime İlişkin Görüşleri . Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi , 9 (16) , 335-351 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/ksbd/issue/31387/343531



Yorumlar